- saray gibi
- adj. palatial
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
çiçek — is., ği, bit. b. 1) Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü 2) bit. b. Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi Evin ufak çiçekler ve bitkilerle süslü bahçesine çıktım. R. H. Karay 3) mec. Davranışları hafif, toplum… … Çağatay Osmanlı Sözlük
döşemesiz — sf. Döşemesi olmayan O çıkış da sayfiyeye gider gibi, o kadar hürmetsizce, o kadar çabuk olmuş ki saray döşemesiz, eşyasız tamtakır kalmış. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapıcı — is. 1) Otel, apartman vb. büyük yapılarda bekçilik, temizlik, alışveriş gibi işlerle görevli kimse Bu arada, aşağıdan kapıcının sesi, gece nöbetçisine çıkışıyor. M. Ş. Esendal 2) tar. Osmanlı devlet teşkilatında saray kapılarını bekleyen görevli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şeref salonu — is. Havaalanı, saray vb. büyük yapılarda kral, başkan gibi kişilerin oturdukları veya önemli törenlerin, karşılamaların yapıldığı yer Devlet başkanı, konuklarıyla şeref salonunda bir süre görüştü … Çağatay Osmanlı Sözlük
tekke — is., tar., Ar. tekye 1) Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh Hemen her ev yarı saray ve yarı tekke gibi bir şeydi. A. Ş. Hisar 2) İşsiz güçsüz kimselerin buluşup sığındıkları yer 3) argo Esrar içilen üstü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAR-BENDE — f. Seyis. Eşek ve katır gibi yük hayvanlarına bakan kimse. * Tar: Saray katırcıları … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KUVVE-İ ZÂİKA — Dildeki tad alma duygusu. (Bak: Dil)(Ağızdaki kuvve i zâika bir kapıcıdır; mide, cesedin idâresi noktasında bir efendi ve bir hâkimdir. O saraya veyahut o şehre gelen ve sarayın hâkimine verilen hediyenin yüz derece kıymeti varsa, kapıcıya bahşiş … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÇAVUŞ — Vaktiyle divanlarda hükümdarların hizmetinde bulunan yaver veya muhzır gibi subaylara denilirdi. Tanzimattan evvelki Osmanlı saray teşkilatında çavuşlar, padişahın yaverleri ve çavuşbaşı mabeyn müşiri idi. * Onbaşıdan üstte ve assubaydan alttaki… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük